Kitap Tantımı #80 Ve Dağlar Yankılandı

daÄŸlarVe Dağlar Yankılandı (And Mountains Echoed)
Yazar: Khaled Hosseini

Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş kitapları ile büyük bir üne sahip olmuş  Afganistan asıllı Amerikalı yazarın üçüncü kitabı olan Ve Dağlar Yankılandı 410 sayfa ve Everest Yayınları’ndan yayımlanmış. Aslında Türkçe çevirilerde yazarın ismi niçin Halid Hüseyni olarak yazılmıyor anlamıyorum. İlk iki kitabı Türkiye’de de çok sevilmiş ve çok satmıştı. Ben ikisi arasında kıyaslama yaparken Bin Muhteşem Güneş’ten daha çok etkilendiğimi ifade ederdim hep. Bu ise her ikisinin de biraz daha gerisinde kalmış sanki.

Mevlana’nın “”Doğru ve yanlış kavramlarının ötesinde uzanan bir toprak var, seni orada bekleyeceğim…” sözü ile başlıyor kitap. Bu arada bir bölümde yan karakterlerden birinin Türkiye gezisi, Ankara çayı, Kuğulu Park isimleri geçiyor. Türkiye’de de çok satılacağını bildiği için mi acaba bu ayrıntıları ekledi diye düşünmeden edemiyorum. Öyleyse bile bu çok kibar bir davranış Türk okuyucuları için… 🙂

Aslında bu kitabı da oldukça sürükleyici olmasına rağmen diğer iki kitap kadar “acıklı” değildi. Diğer iki kitabın gölgesinde kalmasının nedeni bence; hikaye içerisinde çok sayıda karakter olması, ana karakterlerden uzaklaşılması, hikaye sonunda ana karakterlerin sonunun tatmin etmemesi, bazı karakterlerin sonlarının muğlak olması, kitaba hangi amaçla o karakterlerin de dahil edildiğinin anlaşılamaması gibi nedenler. Bazı bölümler fuzuli yerleştirilmiş hissi veriyor okurken ve o bölümler sıkıyor okuyucuyu.

Öykü diğer kitapların aksine sadece Afganistan’da geçmiyor. Afganistan’da başlayan bir hikayenin uzun yıllara ve nesillere uzanan yankılanmasını okuyoruz. Hikaye annesiz iki kardeş Abdullah ve Peri’nin babalarının çektiği bir el arabası ile köyleri Şadbağ’dan Kabil’e seyehatleri ile başlıyor. Fakirliğe dayanamayan aile küçük kız Peri’yi dayısı Nebi’nin aşçı olarak çalıştığı evin sahibine evlatlık veriyorlar… 10 yaşındaki Abdullah ise bir ağabeyden öte annelik yapmış küçük kardeşine iki yıl boyunca çünkü anneleri Peri’nin doğumunda vefat etmiş.

Kitabın adı, William Blake’in “Dadının Şarkısı” şiirinden esinlenerek oluşturulmuş. Romanın kahramanlarından Abdullah ile Peri’nin küçükken köylerinde söyledikleri “hüzünlü peri” ninnisi İranlı şair Furuğ Ferruhzad’ın bir şiirinden etkiler taşıyor.

Beni en çok etkileyen karakterlerden biri Tinos adasında yaşayan Thalia’nin hikayesi. Romanın genel konusuyla uzaktan yakından alakası olmayan, başlı başına bir öykü kitabı olacak nitelikte farklı bir hikaye… ”Dünyanın sizin içinizi görmediğini, derinin ve kemiğin maskelediği umutlarınızı, hayallerinizi ve kederlerinizi zerre kadar umursamadığını anladım. Gerçek işte bu kadar basit, bu kadar saçma ve bu kadar gaddardı.” Bu alıntı aslında Thalia’nın hikayesinin özeti.
Bunun yanında Peri’nin üvey ağabeyi İkbal, ve oğlu Gholam’ın sonu nasıl oldu havada kalmış. Bir de İdris ve Timur neden anlatılmış, sonları ne olmuş belirsiz. Kitapta öyle çok isim var ki; Nila, Peri’nin üvey annesi, Markos Nebi’nin evinde kalan gönüllü doktor, Thalia Markos’un kuzeni(arkadaşı), İdris ve Timur  Bay Wahdati yani Peri’nin üvey babasının komşularının yeğenleri, Pervane Peri’nin üvey annesi, Masume Pervane’nin kız kardeşi, İkbal  Peri’nin üvey kardeşi… 🙂 Yazarken bile yoruldum; ki bu yazdıklarım karakterlerin üçte biridir sanırım…

Yine de okurken sık sık boğazınızın düğümleneceği, devamını merak edeceğiniz, bulmaca çözer gibi karakterleri takip edeceğiniz güzel kurgulanmış bir roman. Çeviri de oldukça başarılı… Bu arada diğer kitapları okumama rağmen merak edip bakmamıştım, yazarın resmini görünce oldukça şaşırdım, nedense Amin Maalouf gibi daha yaşlı biriyle karşılaşacağımı sanıyordum.

khaled hosseini

Kitap arka kapağı ise şu şekilde:

“Gece vakti, çölü bir el arabasını çekerek geçen bir baba. Arabanın içinde annesiz iki çocuk; iki kardeş; biri kız, biri erkek. Küçük Peri için ağabeyi Abdullah, ağabeyden çok öte. On yaşındaki Abdullaha sorsanız Peri, her şey demek. Köylerinden Kâbile varmak için çıktıkları yolculuğun sonunda aileyi yürek parçalayıcı bir son bekliyor. Fakat aslında bu bir son değil… Kardeşlerin başlarına gelenler -yakın ya da uzak- ilişki kurdukları tüm insanların hayatlarında nesiller boyu yankılanacak…

Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karakterlerin başlarına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor. Afganistanın küçük bir köyünde doğan ve okuru Kâbilden Parise, San Franciscodan Tinos adasına taşıyan bu öykü, her sayfada renklenip güçleniyor.

Ve Dağlar Yankılandı, bizi biz yapan değerler üzerine düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden kanıtlayan, büyüleyici bir roman. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş ile dünya çapında sevilen bir yazar olan Khaled Hosseininin yazarlığında bir dönüm noktası.”

About zehrasunay

1979 doğumlu, evli ve iki kız ve bir erkek çocuğu annesi, Niğde-Bor'da yaşayan bir bilgisayar öğretmeni.
Bu yazı Okudukça içinde yayınlandı ve , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

5 Responses to Kitap Tantımı #80 Ve Dağlar Yankılandı

  1. Vd1fb dedi ki:

    Ellerine sağlık canım , çok güzel olmuş. Özellikle benim gibi kütüphanesinde bulunan ama ya diğerleri gibi acıklıysa diyerek başka zamanlara öteleyenler için.
    “Aslında bu kitabı da oldukça sürükleyici olmasına rağmen diğer iki kitap kadar “acıklı” değildi.” Nasıl sevindim belli değil :))) Afganistan’da da geçmiyormuş , yazar gençmiş aslında vs ne güzel şeyler öğrendim ben böyle 🙂 okumak için güzel minik bahaneler 🙂

    • zehrasunay dedi ki:

      Rica ederim canım, aslında Afganistan’da geçen bölüm de var… Diğer ikisi beni perişan etmişti, özellikle Bin Muhteşem Güneş’te gece yarısı ağlama sesime eşim uyanmıştı, belki artık eskisi kadar duygusal değilimdir bilmem ama şimdi sadece boğazım düğümlenip gözlerim yaşardı 🙂

  2. sametkocygt dedi ki:

    Reblogged this on Hoşgeldiniz =).

  3. Emine Aydın dedi ki:

    Yazarın önceki iki kitabı ne kadar iyiyse son kitabı ”Ve Dağlar Yankılandı” o kadar kötü ben parama yazık ettim siz etmeyin!

  4. derya dedi ki:

    ben kitaptan hiç bir şey anlamadım

Siz de bir şeyler yazmaz mısınız?