Yazmaya dair

Eskiden hayatımda öncelik haline getirmeye çalıştığım yazma eylemine dair yazmak istedim. Pek çok yazar iyi yazmanın yetenekle birlikte yazmaya zaman ayırma ve düzenli olarak yazarak kabil olduğunu söylüyorlar. Kim olduğunu hatırlamıyorum ama vücudumuzdaki kaslara benzetmişti hatta biri; nasıl ki kaslar çalıştırılarak geliştirilebiliyorsa, iyi yazmak için de düzenli olarak yazma gereğinden söz etmişti.

Bu blogda aktif olduğum dönemlerde, sonrasında çeşitli dergilerde kitap değerlendirmeleri, tanıtımları ve hatta öyküler yazdığım dönemlerde yazmanın bana verdiği hazzı hatırladım birden. Bu hazdan hangi ara neden vazgeçtim ben de bilmiyorum. İnsan hazdan neden vazgeçer? Benim en büyük problemim, eleştirilmekten korkmak olmuştu sanıyorum, başka bir deyişle beğenilmemek. Çocukluktan yetişkinliğe ustaca taşıdığım özgüven eksikliği belki… Çocukluğumda takdir edilip beğenilmek, makbul bir öğrenci olma amacı eğitim hayatımın özetini oluşturabilir. Peki nasıl oluyor da yetişkinliğe de bütün bu özellikleri taşıyabiliyorum? Hangi mecrada olursa olsun anlatmak istediklerimi yazarken öncelikle “başkaları okuyunca ne düşünür?” fikri ön planda oluyor ve bu da ister istemez bir otosansür uygulamaya itiyor beni. Bu otosansür de zamanla, istediklerimi istediğim şekilde yazamayacaksam neden yazayıma dönüştü muhtemelen. Ve sonuç yazmaktan, hazdan vazgeçiş…

Bir de depreşme diyelim adına; o depreşme günlük yazmaktan alıkoyan şeylerden biri beni. Mesela birkaç gün önce pandeminin başında, 3 yıl önce yaşadıklarımı yazdığım bir instagram gönderimi beğenmiş bir takipçim. Dönüp okuduğumda, o dönem ne hissettiysem yeniden depreştiğini fark ettim. Hatta ağladım biraz, en yakınıma bak ben neler neler hissetmişim de kimler buna sebep olmuş diye ekran görüntüsü bile yolladım. Amacım beni görmesiydi… Görülmedim ve hatta üstüne bu konuları yeniden açtığım için suçlandım. Oysa kendime yakın bulduğum bir başka insan acımı göremeyecekse neden var? Hiçbir otosansür uygulamadan yazdığım bu paragraf kim bilir nerelere gidip nelere sebep olacak… Olsun varsın.

Her şeye rağmen yazmak güzel… Bir de şarkı ekliyorum en tepeye, ne zaman denk gelsem beni gülümseten bir şarkı… Epeydir dinlememiştim, sahi ne zaman başladı bu yıldızlı gökler dönmeye?

About zehrasunay

1979 doğumlu, evli ve iki kız ve bir erkek çocuğu annesi, Niğde-Bor'da yaşayan bir bilgisayar öğretmeni.
Bu yazı Müzik, İzdüşüm içinde yayınlandı ve , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

2 Responses to Yazmaya dair

  1. Hüseyin İbiş dedi ki:

    zehra hanım ben yazınızı çok beğendim insanları teşvik edeceğine inandığım bir yazı olmuş.
    ben bu yola lise yıllarımda çıktım sonra görev yaptığım yerde bir mesai arkadaşım tarafından deneme yazmaya teşvik edildim.
    daha sonrada insanlarla daha kolay iletişime geçebileceğime inanarak bu blog sayfasını açtım asıl bu yola eleştiriliyorsak doğru yoldayız demektir düsturu ile çıktım.
    eleştirilmenin beni bir adım daha ileriye götüreceğine inanarak yazılarımı insanlarla buluşturmayı uygun buldum.
    denemelerim ve şiirlerimle yoluma devam ediyorum.
    tekrar söylemekten geri durmuyorum eleştiriliyorsak doğru yoldayız demektir.
    birde engellilerin bir iş beceremeyeceğini düşünen insanlara gösterebilmek için çıktığım bu yolda takipçilerimden desdeklerini esirgememelerini bekledim ve bekliyorum.
    bir görme engelli olarak çıktığım bu yolda önüme çıkan engelleri bir hendek olarak görmeyi değil bu hendekleri kendi elimizle kapatmanın doğru olduğunu göstermek istiyorum.
    beni wordpressin okuyucu bölümündeki ara kısmına hüseyin ibiş yazıp aratarak siteler bölümünde karşınıza çıkacak olan hüseyin ibiş kişisel blog linkini tıklayarak takip etmeniz mümkündür.
    birde şunu anlatayım ben bu yazdıklarımı bazı şahısların düşündüğü gibi blog sayfamı şişirmek amacı ile yazmıyorum yoruma değer yazılara yorum yapıyor karşımdaki şahıslardanda kendi yazılarım hakkında beyanat vermelerini bekliyorum.

  2. Cemal Karahan dedi ki:

    Yeniden yazmaya dönmeniz güzel Zehra öğretmenim. Devam lütfen.

Siz de bir şeyler yazmaz mısınız?